EÜ'de “Kriz Zamanlarında Din ve İnsanlığın Gelecek Ufku" söyleşisi gerçekleştirildi
EÜ'de “Kriz Zamanlarında Din ve İnsanlığın Gelecek Ufku" söyleşisi gerçekleştirildi
Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi’nin ev sahipliğinde 70. Yıl Kariyer Etkinlikleri kapsamında “Kriz Zamanlarında Din ve İnsanlığın Gelecek Ufku” başlıklı söyleşi düzenlendi. Etkinliğe; Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Söyleşide Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün konuşmacı olarak yer aldı. Programa Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlandı.
Açılış konuşmasını yapan Ege Üniversitesi Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, “Kariyer etkinliklerinde öğrencilerimizle ve siz değerli hocalarımızla bir araya gelmekten mutluluk duyuyorum. İlahiyat fakültelerinde farklı fikir ve görüşlere çok önem veren biriyim. Hocamızda da bunu gördüm. İlahiyat Fakültesinde, İslami ilimlerin, Kelam bilim dalının önemli bir yeri vardır. Sosyolojik olarak içinde bulunduğumuz dünyada savunma mekanizması olarak gelişen Kelam dalında klasik alimleri kınamak yerine onların dönemin şartlarına göre geliştiğini göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum. Tam da bu noktada Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün hocamıza bize sunacağı katkılardan dolayı teşekkür ederim” dedi.
“ Krizin kaynağı insanın tercih ve yorumlarından kaynaklanır”
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, “Kriz kavramını yalnızca bir sonuç olarak değil, aynı zamanda bu sonucu doğuran karar sürecinin bir ürünü olarak değerlendiriyoruz. Krizin kaynağının dışsal değil, insanın kendi iradesiyle kurduğu sebep-sonuç ilişkisinde yatıyor. Hazreti Ömer döneminde Mısır’da her yıl Nil Nehri’ne bir genç kız kurban edilirdi. Çünkü insanlar, nehrin bereketini bu kurbanla ilişkilendirmişti. Sebeple sonucu yanlış bağlayan bu düşünce, zihinsel bir hastalık üretir. Bir olayın nedenini doğru tespit edemediğimizde, patolojik bir zihne dönüşüyoruz. Dinî ya da toplumsal olsun, sistemlerde yaşanan krizlerin nedeni genellikle içeriden, bizatihi insanın tercih ve yorumlarından kaynaklanır. Kuran’daki ‘Allah, halkları gafilken helak etmez.’ Ayetinden anlaşılacağı üzere insanların yaşanan krizlerde sorumluluğu vardır. Kriz varsa, bu mutlaka herkesin bildiği bir sebeple ortaya çıkmıştır. Gaflet yoksa farkındalık vardır ve bu farkındalık bizi sorumlu kılar” dedi.
Prof. Dr. Düzgün, “Kuran’da geçen Samiri kıssasında; Hz. Musa’nın Tur Dağı’na çıktığı dönemde halk buzağıya tapmaya başlamıştı. Firavunun zulmünden kurtulan bir toplum, sadece 40 gün içinde buzağıya tapmaya başlıyor. Bu, insan karakteri üzerine derin bir hayal kırıklığıdır. Bu olayda Samiri, sistemi bozan kişi olarak ortaya çıkmıştır. Samiri’nin, peygamberin kurduğu sistemden bir unsuru çekip çıkardığı söyleniyor. Fahrettin Razi, bunun tevhid olduğunu söyler. Eğer bir toplumda adalet ya da merhamet eksikse, bilin ki dinin içerisinden bir şey çıkarılmıştır. Kriz tam da burada doğar” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.