Global Araştırma: Yapay zekâyla güçlenen kamu kurumları israf ve suistimal ile mücadelede oyunun seyrini değiştirmeye hazır mı?

24.07.2025 - 10:47, Güncelleme: 24.07.2025 - 10:47 15 kez okundu.
 

Global Araştırma: Yapay zekâyla güçlenen kamu kurumları israf ve suistimal ile mücadelede oyunun seyrini değiştirmeye hazır mı?

Yapay zekâ teknolojilerini suistimal etmeye çalışan dolandırıcılar, kamu bütçelerini tüketiyor ve devlet kurumlarına olan güveni zedeliyor. Ancak, ufukta görünen ciddi yapay zekâ yatırımlarıyla, suistimalle mücadele eden kamu ekipleri karşı atağa geçmeye hazırlanıyor. Coleman Parkes ile veri ve yapay zekâ alanının lideri SAS tarafından hazırlanan “Trust and Transparency: Combating Fraud to Maximize Public Program Efficiency” başlıklı yeni rapor, bu alandaki önemli bulguları ortaya koyuyor. Dünya analitik lideri SAS, gelişmiş analitik çözümleriyle kamu kurumlarının operasyonel verimliliğini artırıyor, bütçe israfını azaltıyor ve toplumsal güvenin yeniden inşasına katkı sağlıyor. SAS Global Risk, Suistimal ve Uyum Çözümleri Direktörü Shaun Barry, ‘Yasal düzenlemeler ve mevzuatlardan bağımsız hareket eden, yapay zekâ kullanan suçluların avantajlı görünebileceğini düşünüyoruz. Ancak araştırmalar, kritik bir dönüm noktasında olduğumuzu gösteriyor. Dünyanın dört bir yanındaki kamu kurumları, suistimal ve israfı azaltarak önemli kamu programlarına olan güveni yeniden inşa edecek büyük yapay zekâ ve üretken yapay zekâ yatırımlarına hazırlanıyor.’ Neredeyse her kamu kurumu yapay zeka destekli suistimal saldırılarına maruz kalıyor, fonları tüketiyor ve vatandaşların güvenini zedeliyor Dünya genelindeki kamu kurumları, hükümet bütçelerinden milyarlarca doların erimesine ve kamu güveninin zayıflamasına neden olan artan bir dolandırıcılık, israf ve suistimal (FWA) krizinin etkisi altında. Bu konuyla mücadele eden ve ankete katılan 1.100 kamu görevlisinin neredeyse tamamı, kurumlarının yapay zekâ destekli suistimal saldırılarının hedefi olduğunu belirtti ve %70’i son beş yılda bu tür saldırıların arttığını gördü. Dolandırıcılar artık yapay zekâ destekli platformları kullanarak sahte kimlikler oluşturuyor, son derece kişiselleştirilmiş oltalama (phishing) kampanyaları hazırlıyor ve tespit edilmesi güç olan kötü amaçlı yazılımlar tasarlıyor. Bu araçlar, geniş veri setlerini analiz ederek insan davranışlarını taklit ediyor, belge sahtekarlığı yapıyor ve zayıflıkları gerçek zamanlı olarak kullanıyor. Anket katılımcıları, bu tür durumlarla mücadele edilmesi durumunda bütçelerinin yaklaşık %16’sı oranında tasarruf edilebileceğini tahmin ediyor. Bütçeye olan etkisinin ötesinde, katılımcıların %96’sı dolandırıcılık, israf ve suistimalin (FWA) vatandaşların kurumlarına ve programlarına olan güvenini olumsuz etkilediğini belirtti. Vatandaşlar, bu tip saldırıların sıklıkla doğrudan zarar gören tarafları oluyor; kimlik hırsızlığı, vergi dolandırıcılığı ve sosyal yardım dolandırıcılığı en yaygın türler arasında yer alıyor. SAS’ın dünya genelinde uygulamaya aldığı çözümler, bu tür saldırıların etkisini azaltmada ciddi başarılar elde etti. Kurumların daha hızlı ve doğru karar almasına yardımcı olan bu sistemler, kamu fonlarının korunmasında stratejik rol oynuyor. SAS, bu teknolojileri sadece yazılım düzeyinde sunmakla kalmıyor; kurumlara özel danışmanlık, veri yönetimi ve analiz altyapısıyla uçtan uca destek sağlayarak kamu sektöründe katma değeri maksimize ediyor. Kamu kurumları, dolandırıcılık, israf ve suistimal (FWA) ile mücadelede pek çok engelle karşı karşıya kalıyor Katılımcıların %85’i dolandırıcılık, israf ve suistimallerle mücadeleyi ilk beş öncelikleri arasında gösterse de, kurumların büyük çoğunluğu bu mücadeleyi etkili şekilde yürütecek kaynaklardan yoksun. Yalnızca her 10 kurumdan 1’i, dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede ihtiyaç duyduğu tüm araç ve kaynaklara sahip olduğunu belirtirken, yaklaşık 3’te 1’i ciddi kaynak yetersizlikleriyle karşı karşıya. Katılımcılar, bu kısıtların başlıca nedenleri arasında analitik yetkinlik eksikliği (%48), teknoloji yetersizliği (%40) ve bütçe kısıtları (%24) gibi unsurları öne çıkarıyor. Bu eksiklikler, kurumların dış ve iç kaynaklı dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede hataları en aza indirme, veri güvenliğini sağlama ve denetçi verimliliğini artırma yönündeki çabalarını sekteye uğratıyor. Bu alanlar, katılımcıların yarısından fazlası tarafından öncelikli konular arasında gösterildi. Yapay zeka ve üretken yapay zekanın hızla benimsenmesi, dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadeleyi dönüştürebilir ve çalışanların verimliliğini artırabilir Mevcut yapay zekâ kullanım oranları henüz görece düşük seviyelerde; ankete katılanların yaklaşık yarısı dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede yapay zekâ kullanırken, üretken yapay zekâ (GenAI) kullananların oranı 4’te 1’in biraz üzerinde. Ancak benimseme eğrisi hızla yükseliyor.  Araştırma, dolandırıcılığı tespit etmek için ağ analizinin kullanım oranının %32’den %87’ye çıkmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Daha da umut verici olan ise, katılımcıların %97’si önümüzdeki iki yıl içinde üretken yapay zekâyı kullanmayı planlıyor. Bu artış; sentetik veri, büyük dil modelleri ve dijital ikizler gibi alanlarda da önemli atılımları beraberinde getirecek. Bu gelişmeler, kamu kurumları için oldukça geniş kapsamlı ve olumlu sonuçlar doğurabilir. Hâlihazırda yapay zekâyı FWA ile mücadelede kullanan kurumların yaklaşık %40’ı, uyarıları daha iyi önceliklendirme, vakaları daha hızlı ve daha büyük ölçekte tespit etme gibi faydalar sağladıklarını belirtiyor. Ancak en büyük kazanım olarak %57 oranla personel verimliliğinde artış gösteriliyor. Bu bulgular, yapay zekânın kamu çalışanlarının üretkenliği üzerindeki etkisine odaklanan ayrı bir küresel araştırmayla da örtüşüyor; söz konusu çalışmada katılımcıların büyük bölümü, önümüzdeki üç yıl içinde yapay zekânın kurumlarında üretkenliği artırma konusunda önemli, hatta kritik bir rol oynayacağını düşünüyor. Vatandaş güvenini yeniden inşa etmek ise sadece teknolojik gelişmelerle değil, aynı zamanda sorumlu yapay zekâ kullanımıyla mümkün. Kurumlar, programların bütünlüğünü sağlamak ve vatandaşları istenmeyen zararlardan korumak için insan denetiminin vazgeçilmez olduğunu kabul ediyor. Katılımcıların en çok endişe duyduğu konular arasında veri gizliliği ve güvenliği (%48) ile yapay zekânın sorumlu şekilde kullanılması (%43) ilk sıralarda yer alıyor.  Yeni yayımlanan raporda dolandırıcılık israf ve suistimalle mücadele yazılımları konusunda sektör analistleri tarafından sürekli lider olarak gösterilen SAS’in önerileri ile yapay zekâ destekli dolandırıcılık tespit ve inceleme çözümlerinden gerçek örnekler de yer alıyor. SAS Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Rasim Eğri yaptığı açıklamada “Dolandırıcılık, israf ve suistimal, kamu kurumlarının karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Bu tehditler yalnızca kamu bütçelerini değil, vatandaşların kamu hizmetlerine olan güvenini de zedeliyor. Yapay zekâ ve ileri analitik teknolojiler bu noktada oyunun kurallarını değiştiriyor; kamu kurumlarına daha hızlı karar alma, riskleri önceden görme ve kaynakları daha verimli kullanma imkânı sunuyor.  Bu dönüşümün en belirgin hissedildiği alanlardan biri ise sağlık sektörü. Her yıl milyarlarca dolarlık kayba neden olan hatalı ve sahte talepler, SAS’ın sunduğu yapay zekâ destekli gelişmiş analitik çözümlerle erken aşamada tespit edilebiliyor. SAS’ın sunduğu sosyal ağ analizi, makine öğrenimi ve kurumsal veri yönetimi gibi teknolojiler, yalnızca dolandırıcılığı önlemekle kalmıyor; kamu kurumlarının operasyonel verimliliğini artırıyor, maliyetleri düşürüyor ve vatandaşların ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine daha adil ve güvenilir erişimini destekliyor. Bu sayede hem devlet hem vatandaş için gerçek, ölçülebilir bir katma değer yaratıyoruz. SAS olarak bu başarıyı, sağlık ve kamu sektöründe onlarca ülkede yürüttüğümüz projelerden edindiğimiz küresel deneyimle destekliyoruz.”     Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yapay zekâ teknolojilerini suistimal etmeye çalışan dolandırıcılar, kamu bütçelerini tüketiyor ve devlet kurumlarına olan güveni zedeliyor. Ancak, ufukta görünen ciddi yapay zekâ yatırımlarıyla, suistimalle mücadele eden kamu ekipleri karşı atağa geçmeye hazırlanıyor. Coleman Parkes ile veri ve yapay zekâ alanının lideri SAS tarafından hazırlanan “Trust and Transparency: Combating Fraud to Maximize Public Program Efficiency” başlıklı yeni rapor, bu alandaki önemli bulguları ortaya koyuyor. Dünya analitik lideri SAS, gelişmiş analitik çözümleriyle kamu kurumlarının operasyonel verimliliğini artırıyor, bütçe israfını azaltıyor ve toplumsal güvenin yeniden inşasına katkı sağlıyor.

SAS Global Risk, Suistimal ve Uyum Çözümleri Direktörü Shaun Barry, ‘Yasal düzenlemeler ve mevzuatlardan bağımsız hareket eden, yapay zekâ kullanan suçluların avantajlı görünebileceğini düşünüyoruz. Ancak araştırmalar, kritik bir dönüm noktasında olduğumuzu gösteriyor. Dünyanın dört bir yanındaki kamu kurumları, suistimal ve israfı azaltarak önemli kamu programlarına olan güveni yeniden inşa edecek büyük yapay zekâ ve üretken yapay zekâ yatırımlarına hazırlanıyor.’

Neredeyse her kamu kurumu yapay zeka destekli suistimal saldırılarına maruz kalıyor, fonları tüketiyor ve vatandaşların güvenini zedeliyor

Dünya genelindeki kamu kurumları, hükümet bütçelerinden milyarlarca doların erimesine ve kamu güveninin zayıflamasına neden olan artan bir dolandırıcılık, israf ve suistimal (FWA) krizinin etkisi altında. Bu konuyla mücadele eden ve ankete katılan 1.100 kamu görevlisinin neredeyse tamamı, kurumlarının yapay zekâ destekli suistimal saldırılarının hedefi olduğunu belirtti ve %70’i son beş yılda bu tür saldırıların arttığını gördü.

Dolandırıcılar artık yapay zekâ destekli platformları kullanarak sahte kimlikler oluşturuyor, son derece kişiselleştirilmiş oltalama (phishing) kampanyaları hazırlıyor ve tespit edilmesi güç olan kötü amaçlı yazılımlar tasarlıyor. Bu araçlar, geniş veri setlerini analiz ederek insan davranışlarını taklit ediyor, belge sahtekarlığı yapıyor ve zayıflıkları gerçek zamanlı olarak kullanıyor. Anket katılımcıları, bu tür durumlarla mücadele edilmesi durumunda bütçelerinin yaklaşık %16’sı oranında tasarruf edilebileceğini tahmin ediyor.

Bütçeye olan etkisinin ötesinde, katılımcıların %96’sı dolandırıcılık, israf ve suistimalin (FWA) vatandaşların kurumlarına ve programlarına olan güvenini olumsuz etkilediğini belirtti. Vatandaşlar, bu tip saldırıların sıklıkla doğrudan zarar gören tarafları oluyor; kimlik hırsızlığı, vergi dolandırıcılığı ve sosyal yardım dolandırıcılığı en yaygın türler arasında yer alıyor. SAS’ın dünya genelinde uygulamaya aldığı çözümler, bu tür saldırıların etkisini azaltmada ciddi başarılar elde etti. Kurumların daha hızlı ve doğru karar almasına yardımcı olan bu sistemler, kamu fonlarının korunmasında stratejik rol oynuyor. SAS, bu teknolojileri sadece yazılım düzeyinde sunmakla kalmıyor; kurumlara özel danışmanlık, veri yönetimi ve analiz altyapısıyla uçtan uca destek sağlayarak kamu sektöründe katma değeri maksimize ediyor.

Kamu kurumları, dolandırıcılık, israf ve suistimal (FWA) ile mücadelede pek çok engelle karşı karşıya kalıyor

Katılımcıların %85’i dolandırıcılık, israf ve suistimallerle mücadeleyi ilk beş öncelikleri arasında gösterse de, kurumların büyük çoğunluğu bu mücadeleyi etkili şekilde yürütecek kaynaklardan yoksun. Yalnızca her 10 kurumdan 1’i, dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede ihtiyaç duyduğu tüm araç ve kaynaklara sahip olduğunu belirtirken, yaklaşık 3’te 1’i ciddi kaynak yetersizlikleriyle karşı karşıya. Katılımcılar, bu kısıtların başlıca nedenleri arasında analitik yetkinlik eksikliği (%48), teknoloji yetersizliği (%40) ve bütçe kısıtları (%24) gibi unsurları öne çıkarıyor.

Bu eksiklikler, kurumların dış ve iç kaynaklı dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede hataları en aza indirme, veri güvenliğini sağlama ve denetçi verimliliğini artırma yönündeki çabalarını sekteye uğratıyor. Bu alanlar, katılımcıların yarısından fazlası tarafından öncelikli konular arasında gösterildi.

Yapay zeka ve üretken yapay zekanın hızla benimsenmesi, dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadeleyi dönüştürebilir ve çalışanların verimliliğini artırabilir

Mevcut yapay zekâ kullanım oranları henüz görece düşük seviyelerde; ankete katılanların yaklaşık yarısı dolandırıcılık, israf ve suistimal ile mücadelede yapay zekâ kullanırken, üretken yapay zekâ (GenAI) kullananların oranı 4’te 1’in biraz üzerinde. Ancak benimseme eğrisi hızla yükseliyor. 

Araştırma, dolandırıcılığı tespit etmek için ağ analizinin kullanım oranının %32’den %87’ye çıkmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Daha da umut verici olan ise, katılımcıların %97’si önümüzdeki iki yıl içinde üretken yapay zekâyı kullanmayı planlıyor. Bu artış; sentetik veri, büyük dil modelleri ve dijital ikizler gibi alanlarda da önemli atılımları beraberinde getirecek.

Bu gelişmeler, kamu kurumları için oldukça geniş kapsamlı ve olumlu sonuçlar doğurabilir. Hâlihazırda yapay zekâyı FWA ile mücadelede kullanan kurumların yaklaşık %40’ı, uyarıları daha iyi önceliklendirme, vakaları daha hızlı ve daha büyük ölçekte tespit etme gibi faydalar sağladıklarını belirtiyor. Ancak en büyük kazanım olarak %57 oranla personel verimliliğinde artış gösteriliyor. Bu bulgular, yapay zekânın kamu çalışanlarının üretkenliği üzerindeki etkisine odaklanan ayrı bir küresel araştırmayla da örtüşüyor; söz konusu çalışmada katılımcıların büyük bölümü, önümüzdeki üç yıl içinde yapay zekânın kurumlarında üretkenliği artırma konusunda önemli, hatta kritik bir rol oynayacağını düşünüyor.

Vatandaş güvenini yeniden inşa etmek ise sadece teknolojik gelişmelerle değil, aynı zamanda sorumlu yapay zekâ kullanımıyla mümkün. Kurumlar, programların bütünlüğünü sağlamak ve vatandaşları istenmeyen zararlardan korumak için insan denetiminin vazgeçilmez olduğunu kabul ediyor. Katılımcıların en çok endişe duyduğu konular arasında veri gizliliği ve güvenliği (%48) ile yapay zekânın sorumlu şekilde kullanılması (%43) ilk sıralarda yer alıyor. 

Yeni yayımlanan raporda dolandırıcılık israf ve suistimalle mücadele yazılımları konusunda sektör analistleri tarafından sürekli lider olarak gösterilen SAS’in önerileri ile yapay zekâ destekli dolandırıcılık tespit ve inceleme çözümlerinden gerçek örnekler de yer alıyor.

SAS Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Rasim Eğri yaptığı açıklamada “Dolandırıcılık, israf ve suistimal, kamu kurumlarının karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Bu tehditler yalnızca kamu bütçelerini değil, vatandaşların kamu hizmetlerine olan güvenini de zedeliyor. Yapay zekâ ve ileri analitik teknolojiler bu noktada oyunun kurallarını değiştiriyor; kamu kurumlarına daha hızlı karar alma, riskleri önceden görme ve kaynakları daha verimli kullanma imkânı sunuyor.
 Bu dönüşümün en belirgin hissedildiği alanlardan biri ise sağlık sektörü. Her yıl milyarlarca dolarlık kayba neden olan hatalı ve sahte talepler, SAS’ın sunduğu yapay zekâ destekli gelişmiş analitik çözümlerle erken aşamada tespit edilebiliyor. SAS’ın sunduğu sosyal ağ analizi, makine öğrenimi ve kurumsal veri yönetimi gibi teknolojiler, yalnızca dolandırıcılığı önlemekle kalmıyor; kamu kurumlarının operasyonel verimliliğini artırıyor, maliyetleri düşürüyor ve vatandaşların ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine daha adil ve güvenilir erişimini destekliyor. Bu sayede hem devlet hem vatandaş için gerçek, ölçülebilir bir katma değer yaratıyoruz. SAS olarak bu başarıyı, sağlık ve kamu sektöründe onlarca ülkede yürüttüğümüz projelerden edindiğimiz küresel deneyimle destekliyoruz.”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve worldwideweb.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.