Xi’nin Orta Doğu için barış çağrısına uzmanlar ne dedi?
Gündem
20.06.2025 - 12:26, Güncelleme:
20.06.2025 - 12:26 51 kez okundu.
Xi’nin Orta Doğu için barış çağrısına uzmanlar ne dedi?
İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping barış ve itidal çağrısı yaptı.
İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping barış ve itidal çağrısı yaptı. “Askeri çatışmalar sorunları çözmez” diyen Xi, Çin’in Orta Doğu’da istikrarın sağlanması için yapıcı rol üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı. Bu açıklamayı, Ankara’da SETA’nın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, ASBÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden Dr. Diren Doğan ve Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Su Xiaohui CGTN Türk’e değerlendirdi.
"Çin yeni bir Orta Doğu depremi istemiyor"
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, CGTN Türk’e verdiği özel röportajda, Çin’in İsrail-İran gerilimine yönelik tutumunu değerlendirdi. Ataman, “13 Haziran’da başlayan saldırılar, yalnızca iki ülke arasında değil; küresel güç dengeleri üzerinde de ciddi etkiler yaratabilecek nitelikte” dedi.
Çin’in Orta Doğu’daki gelişmelere sessiz kalamayacağını vurgulayan Ataman, “Çin, dünyada en fazla petrol ithal eden ülke. Petrolün önemli bir kısmı Orta Doğu’dan geliyor. Hürmüz Boğazı gibi bir geçidin riske girmesi, Çin ekonomisi açısından kabul edilemez sonuçlar doğurur” ifadelerini kullandı.
‘Çin, Batı’nın bozucu etkilerine göre pozisyon alıyor’
Batılı ülkelerin sürece dolaylı destek verdiğine dikkat çeken Ataman, “Bu sadece bir İsrail hamlesi değil. Çin, Batı’nın bozucu etkilerine karşı hem küresel hem bölgesel dengeleri gözeterek pozisyon alıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çin’in son yıllarda Orta Doğu’daki siyasi denkleme daha doğrudan müdahil olmaya başladığını söyleyen Ataman, “Gazze konusunda sergilediği açık eleştiriler ve İran-Suudi Arabistan normalleşmesinde oynadığı arabuluculuk rolü bunun göstergesi” dedi.
Xi’nin açıklamaları, Pekin’in Orta Doğu politikasının temelini yansıtıyor
Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (CIIS) Amerikan Çalışmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Su Xiaohui, CGTN Türk’e yaptığı açıklamada, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in sözlerinin sadece bir çağrı değil, aynı zamanda Pekin’in Orta Doğu politikasındaki temel ilkelerin bir yansıması olduğunu söyledi.
“Xi Jinping’in açıklamaları, Çin’in Orta Doğu’daki gelişmelere bakışını, ilkelerini ve diplomatik tutarlılığını ortaya koyuyor,” diyen Xiaohui, askeri yöntemlerin güvenlik sorunlarını çözmediğini, aksine durumu daha da karmaşıklaştırdığını ifade etti.
Çin, tarafların birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyor
Su Xiaohui ayrıca, “Bölgesel güvenliğin sağlanması, sadece bölge ülkeleri için değil, aynı zamanda küresel ekonomik istikrar için de kritik öneme sahip. Çin, tarafların birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyor. Bir ülke kendi güvenlik çıkarlarını diğer ülkelerin pahasına azami seviyeye çıkarmaya çalıştığında, çözüm değil belirsizlik üretir” dedi.
Çin’in yaklaşımının yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda yapıcı olduğunu belirten Xiaohui, uluslararası topluma “yüzeysel krizlerle değil, yapısal sorunlarla ilgilenme” çağrısında bulundu.
“Xi’nin mesajı, Çin’in dış politika karakteriyle uyumlu”
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Diren Doğan, CGTN Türk’e verdiği değerlendirmede, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Orta Doğu’da sükûnet çağrısının, Pekin’in dış politika karakteriyle birebir örtüştüğünü vurguladı.
“Çin dış politikasında egemenlik, toprak bütünlüğü ve barışçıl diyalog temel önceliklerdir,” diyen Doğan, bu yaklaşımın yalnızca Çin’in iç politikasıyla sınırlı kalmadığını, Pekin’in Afrika’dan Orta Doğu’ya, Güneydoğu Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar tüm bölgelerde aynı ilkelerle hareket ettiğini ifade etti.
Çin, Filistin’de olduğu gibi İran’da da barışçı çizgiyi koruyor
Körfez’de yaşanan son gerilimin yalnızca Çin’in çıkarlarını değil, aynı zamanda “küresel güvenlik girişimi kapsamında öne çıkan ilkeleri de doğrudan etkilediğini” belirten Doğan, Xi Jinping’in istikrar ve diyalog vurgusunun bu bağlamda önemli olduğunu söyledi.
Dr. Doğan ayrıca, benzer bir tutumun Çin’in Filistin ve İran politikalarında da görüldüğünü hatırlatarak, “Xi Jinping daha önce tarafların diyaloğa oturması ve iki devletli çözümün desteklenmesi gerektiğini savunmuştu. Bugün İran konusunda da aynı barışçıl yaklaşımı sürdürüyor,” dedi.
“Çin, kutuplaşmanın değil, denge arayışının parçası”
Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, CGTN Türk’e yaptığı değerlendirmede, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in son açıklamalarını siyasi bir duruş olarak yorumladı.
“Çin’in bu açıklamasını öncelikle siyasi bir tutum olarak değerlendirmek gerekiyor,” diyen Uygur, Pekin’in küresel ölçekte konuştuğuna ve kutuplaşmanın değil, denge ve barış arayışının parçası olmak istediğine dikkat çekti. “Bu açıklama, Çin’in savaşın veya çatışmanın tarafı olmak istemediğini ve politikasını bu doğrultuda şekillendirdiğini net biçimde ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
ABD-Çin hattındaki gerilime de değinen Uygur, “Amerika küresel meselelerde hâlâ tek taraflı adımlar atıyor. Tayvan meselesi bu gerilimin merkezinde yer alıyor. Çin ise bu tek yanlı denklemin bozulmasına izin vermek istemiyor. Bu yüzden de taraflara sağduyu çağrısı yapıyor ve dengeli mesajlar vermeye çalışıyor” dedi.
Hibya Haber Ajansı
İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping barış ve itidal çağrısı yaptı.
İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping barış ve itidal çağrısı yaptı. “Askeri çatışmalar sorunları çözmez” diyen Xi, Çin’in Orta Doğu’da istikrarın sağlanması için yapıcı rol üstlenmeye hazır olduğunu vurguladı. Bu açıklamayı, Ankara’da SETA’nın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, ASBÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden Dr. Diren Doğan ve Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Su Xiaohui CGTN Türk’e değerlendirdi.
"Çin yeni bir Orta Doğu depremi istemiyor"
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, CGTN Türk’e verdiği özel röportajda, Çin’in İsrail-İran gerilimine yönelik tutumunu değerlendirdi. Ataman, “13 Haziran’da başlayan saldırılar, yalnızca iki ülke arasında değil; küresel güç dengeleri üzerinde de ciddi etkiler yaratabilecek nitelikte” dedi.
Çin’in Orta Doğu’daki gelişmelere sessiz kalamayacağını vurgulayan Ataman, “Çin, dünyada en fazla petrol ithal eden ülke. Petrolün önemli bir kısmı Orta Doğu’dan geliyor. Hürmüz Boğazı gibi bir geçidin riske girmesi, Çin ekonomisi açısından kabul edilemez sonuçlar doğurur” ifadelerini kullandı.
‘Çin, Batı’nın bozucu etkilerine göre pozisyon alıyor’
Batılı ülkelerin sürece dolaylı destek verdiğine dikkat çeken Ataman, “Bu sadece bir İsrail hamlesi değil. Çin, Batı’nın bozucu etkilerine karşı hem küresel hem bölgesel dengeleri gözeterek pozisyon alıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çin’in son yıllarda Orta Doğu’daki siyasi denkleme daha doğrudan müdahil olmaya başladığını söyleyen Ataman, “Gazze konusunda sergilediği açık eleştiriler ve İran-Suudi Arabistan normalleşmesinde oynadığı arabuluculuk rolü bunun göstergesi” dedi.
Xi’nin açıklamaları, Pekin’in Orta Doğu politikasının temelini yansıtıyor
Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (CIIS) Amerikan Çalışmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Su Xiaohui, CGTN Türk’e yaptığı açıklamada, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in sözlerinin sadece bir çağrı değil, aynı zamanda Pekin’in Orta Doğu politikasındaki temel ilkelerin bir yansıması olduğunu söyledi.
“Xi Jinping’in açıklamaları, Çin’in Orta Doğu’daki gelişmelere bakışını, ilkelerini ve diplomatik tutarlılığını ortaya koyuyor,” diyen Xiaohui, askeri yöntemlerin güvenlik sorunlarını çözmediğini, aksine durumu daha da karmaşıklaştırdığını ifade etti.
Çin, tarafların birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyor
Su Xiaohui ayrıca, “Bölgesel güvenliğin sağlanması, sadece bölge ülkeleri için değil, aynı zamanda küresel ekonomik istikrar için de kritik öneme sahip. Çin, tarafların birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyor. Bir ülke kendi güvenlik çıkarlarını diğer ülkelerin pahasına azami seviyeye çıkarmaya çalıştığında, çözüm değil belirsizlik üretir” dedi.
Çin’in yaklaşımının yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda yapıcı olduğunu belirten Xiaohui, uluslararası topluma “yüzeysel krizlerle değil, yapısal sorunlarla ilgilenme” çağrısında bulundu.
“Xi’nin mesajı, Çin’in dış politika karakteriyle uyumlu”
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Diren Doğan, CGTN Türk’e verdiği değerlendirmede, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in Orta Doğu’da sükûnet çağrısının, Pekin’in dış politika karakteriyle birebir örtüştüğünü vurguladı.
“Çin dış politikasında egemenlik, toprak bütünlüğü ve barışçıl diyalog temel önceliklerdir,” diyen Doğan, bu yaklaşımın yalnızca Çin’in iç politikasıyla sınırlı kalmadığını, Pekin’in Afrika’dan Orta Doğu’ya, Güneydoğu Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar tüm bölgelerde aynı ilkelerle hareket ettiğini ifade etti.
Çin, Filistin’de olduğu gibi İran’da da barışçı çizgiyi koruyor
Körfez’de yaşanan son gerilimin yalnızca Çin’in çıkarlarını değil, aynı zamanda “küresel güvenlik girişimi kapsamında öne çıkan ilkeleri de doğrudan etkilediğini” belirten Doğan, Xi Jinping’in istikrar ve diyalog vurgusunun bu bağlamda önemli olduğunu söyledi.
Dr. Doğan ayrıca, benzer bir tutumun Çin’in Filistin ve İran politikalarında da görüldüğünü hatırlatarak, “Xi Jinping daha önce tarafların diyaloğa oturması ve iki devletli çözümün desteklenmesi gerektiğini savunmuştu. Bugün İran konusunda da aynı barışçıl yaklaşımı sürdürüyor,” dedi.
“Çin, kutuplaşmanın değil, denge arayışının parçası”
Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, CGTN Türk’e yaptığı değerlendirmede, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in son açıklamalarını siyasi bir duruş olarak yorumladı.
“Çin’in bu açıklamasını öncelikle siyasi bir tutum olarak değerlendirmek gerekiyor,” diyen Uygur, Pekin’in küresel ölçekte konuştuğuna ve kutuplaşmanın değil, denge ve barış arayışının parçası olmak istediğine dikkat çekti. “Bu açıklama, Çin’in savaşın veya çatışmanın tarafı olmak istemediğini ve politikasını bu doğrultuda şekillendirdiğini net biçimde ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
ABD-Çin hattındaki gerilime de değinen Uygur, “Amerika küresel meselelerde hâlâ tek taraflı adımlar atıyor. Tayvan meselesi bu gerilimin merkezinde yer alıyor. Çin ise bu tek yanlı denklemin bozulmasına izin vermek istemiyor. Bu yüzden de taraflara sağduyu çağrısı yapıyor ve dengeli mesajlar vermeye çalışıyor” dedi.
Hibya Haber Ajansı
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.